Geri bildirim arttırır, eleştiri azaltır.
Geri bildirim çoğaltır, eleştiri eksiltir.
Geri bildirim yükseltir, eleştiri düşürür.
Geri bildirim enerji verir, eleştiri enerjiyi yok eder.
Geri bildirim motive eder, eleştiri motivasyonu yok eder.
Geri bildirim büyütür, eleştiri küçültür.
Geri bildirim bağlar, eleştiri koparır.
Geri bildirim tamamlar, eleştiri yarım bırakır.
Geri bildirim bütünleştirir, eleştiri ayırır.
İki ifade arasında bu kadar büyük bir anlam farkı olabileceği daha önce hiç aklınıza gelmiş miydi?
Eleştiri bireyin iyi olmadığını, eksik kaldığını ve hatalı yanlarını vurgular. Halbuki geri bildirim, iyileştirilmesi gereken yanları öne çıkarır, tamamlanacak noktaların altını çizer. Hataları değil, çıkarılıp eklenmesi iyi olacak olan ne varsa onları önceliklendirir.
Gerek özel hayatımızda, gerekse de profesyonel yaşantımızda birçok fikir beyanına maruz kalıyoruz: kendi tecrübeme istinaden bunların pek çoğunun eleştiri tarzında ifade edildiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; ancak bunun böyle olması konusunda gönlüm pek de rahat değil..
Özellikle koçluk çalışmalarımda öne çıkan noktalardan biri bu geri bildirim konusu. Koçluk çalışmalarımda koçun birinci önceliği danışana, özellikle Gestalt ekolünde kendi iç sesine, zihnine, bedenine kulak vermesine imkan tanıyarak, kendi farkındalığını kendisinin ortaya koymasının önünü açması, herhangi bir yönlendirme, öneri ve fikir beyanı içermeden tam da o anda ve orada tüm prezansıyla danışanı ile birlikte olmasıdır. Tüm bu değerli sürecin önemli aşamaları, koçun nadiren sesini duyurduğu anlarda danışandan aldığını özetlemesi, kendi sezgisini ,kendinde uyanan hissi ve gözlemini ortaya koyması ve seansın diğer tüm parçalarının tamamlayıcısı olan geri bildirimi/geri beslemesidir.
Geri bildirimi bu kadar önemli ve değerli kılan onun sadece bir bildirim olması değil, adı üstünde aldığını karşısındakine onu besleyecek bir yöntemle geri veriyor olmasıdır.
Bir koç vasfıyla bir danışanımıza ilgi ve merakla eşlik etmek, profesyonel bir yönetici olarak bir ekip çalışanımıza benzeri bir merakla dikkatimizi vermek, bir lider olarak öncülük ettiğimiz ekibimizi can kulağıyla dinlemek, sadece bir dost olarak bir arkadaşımızla derin bir diyaloğa girmek veya bir ebeveyn olarak çocuklarımızın sesine kalpten kulak vermek olsun; hangi kimliğimizle olursa olsun burada karşımızdakinden aldığımız ne varsa, o aldığımızı :duygumuzu, düşüncemizi, önerimizi, bizde uyanan veya cevabımızı karşı tarafı besleyecek şekilde geriye vermek, o kişinin ortaya koyduğunu geliştirmesi, iyileştirmesi, üzerine ekleyip daha da ileriye götürmesi için yine o kişinin öz-motivasyonunu ateşler.
Geri bildirim, derin ve bütün anlamı ile geri besleme, insani besler, büyütür: büyüyen, gelişen insan ait olduğu kurumu da besler büyütür; en küçüğünden en büyüğüne; bireyden aileye, bireyden kurumlara, kurumlardan topluma, toplumlardan tüm dünyaya…
Tüm dünyaya sirayet etmesi biraz uzun bir süreç , ama milyarca yılı devirmiş dünyamızı ve insanoğlunun var oluş surecini düşünürsek oldukça zamanımız var gibi henüz…
Eleştiriye dönecek olursak, eleştirinin bende uyanan metaforu, başımızın üstünde Gargamel’in bulutu gibi, hep önce iyi olmayan tarafları görme, negatife odaklanma halimiz. İyi bir şeyi dillendirmeden , hep eksik olanı önceliklendirme, bunun sonucunda kendi negatif elektrik yüklü bulutumuzun başkalarının başında simsek çakması gibi..Burada daha da düşündürücü olan ise, bu ikili etkileşimden doğan yıldırımın nereye düşeceğinin meçhul olması…
Geri bildirim/geri besleme ise güneşin altında yağmur yağması gibi, hala şimşek çakma , yıldırım düşme ihtimaline karşın, gökkuşağının altında yağmurun toprağı beslemesi gibi. Geri bildirimin, bugüne kadar geldiğimiz yeri, ürettiğimizi temel alarak içimizde zaten var olan üretkenliği, yaratıcılığı, isteği, merakı, ilgiyi ve bir o kadar fikirlerimizi ve hayallerimizi beslemesi.
İşte motivasyon odaklı bir geri besleme, dönüşüm ve büyümenin ilk tohumu. O dönüşüm ve büyümenin ilk filizi de yine bireyin “Yeni Kendi’si”.
Esra”cığım farki kısa ve cok net anlatmissin. Herkesin anlayabileceği gibi. Belki bir gün okullarda, yönetim ve eğitimcilerle de paylaşma fırsatı bulursun.
Eleştiriler, hep yetersizlik duygusu için otomatik pilotlar hemen negatife gidiyor. Sonra da varolusumuzu , sorgulamaya başlıyoruz…..
Sevgili Hülya, paylaşımın ve geri bildirimin için çok teşekkür ederim:)
Geri bildirim tam da bu, senin yaptığın gibi…Bu metot ve yaklaşımla bireye ve bireylerin oluşturduğu her kuruma, gencinden yaşlısına büyük faydası var. Amaç gelişmek ve geliştirmek oldukça geri besleniyoruz hep birlikte.
Umarım dediğin platformlarda da ilk fırsatta anlatma fırsatı bulurum, kucak dolusu sevgiler…