Öngöremediklerimiz…

Bazen işlerin yolunda gitmemesi yolundadır.

Her şeyin hep yolunda gitmesi gerçekten birşeylerin yolunda gitmediğini gösterebilir.

Bu kadar bilinmezlik ve öngörülemezlik içinde her şeyin gerçekten hep yolunda olması ne kadar gerçek ya da mümkün olabilir.

Aslında yolunda gidiyor gibi yapıyor olabilir mi insan? Çünkü aksi karanlık ve soğuktur, zordur, güvenli değildir.

Her şey sürekli gibi görünse de kendi zıttında var olma halinden ibarettir hayat..

Süreksizlik süreklidir aslında..Sürekli olan hiçbir şeyin sonsuza kadar sürmediğidir..Sonsuza kadar sürecekmiş gibi yaşamak her şeyin hep yolunda gittiği oyununu oynamaktır..

Yolunda gitmek, adı üstünde hiç yoldan çıkmamaktır, hep aynı yollarda yürümek ve hep aynı yoldan gidip, aynı yoldan dönmek gibi, ayağa takılan tek bir taş olmadan, aşılacak bir engebe olmadan, sürekli hep her şeyin yolunda olduğu yolların yolcusu olmak..Belki güvenli ve az baş ağrısı getirir türden, sürekli aynı yoldasındır işte , ta ki o sürekli süreksiz olana dek..Sonsuz sanılan o “yolunda”lık…

Peki o yola paralel yolda neler oluyor, veya o yolu tam karşıdan kesen karşı yolda, alt yol ya da üst yolda…Oranın yolları , yolcuları nasıl?

Onlar ne söylüyor hayata dair? O yolların manzaraları nasıl?

Köprü yolları vardır bir de, altından geçersin bir yoldur, üstünden geçersin başka bir yol..

Yolları bu kadar zor ya da kolay yapan, güzel ya da çirkin, iyi ya da kötü, yolların kendisi midir , yoksa bizim onlara yüklediğimiz anlamlar mı?

Yolcu yolunda gerek derler, yolcudur o, hayat yolcusu, yolunda gitmelidir, gider ama yolunu seçer mi yoksa önüne çıkana sorgusuzca mı atılır, ne de olsak yolunda gerek denmiştir, dönüşü yoktur, sapılacak yönü, sadece yolundadır, ancak o zaman hayat yolundadır, işler yolundadır..Geçmişten kulağa çalınan bir mit gibi, hep yolunda olduğunu söyleyen…

Peki yolunu bulamayan yolcu ne yapacak?Yolsuz mu kalacak? Ya yola çıkamazsa, sadece başka bir yolun da olduğu ihtimalini düşündüğü için..Ya da çıktığı yolun ortasında , yolunu değiştirmek istediği için artık yolunda değil midir? Ya da geri dönmek istese, başladığı yer için geç mi kalmıştır?

Ya da tekrar tekrar aynı yolu gitmek istese, süreksizliği sürekli yaşamak için, akıl dışı mıdır, hatalı mıdır? Ya o tekrar tekrar gidip geldiği yol, her seferinde ona yolunda gibi görünen şeyin yolunda olmadığını göstermek için çıktığı bir yolculuksa kim diyebilir ki aynı yoldan tekrar tekrar yürümek, onu yolundan eder?

Belki de tekrarladığı yollarda onun hakikati, süreksizliğin sürekli olduğunu görmesidir onun sınavı..

Baktı ki süreksiz her şey ya da sürekli gibi görünen o gidip gelmeler, onun süreksizliği görmesi bir başka yoldur.

İnsanın süreksizliğin keşfi için hangi yolları kaç kere gidip geleceği, döneceği, değiştireceği ,insanın kendi hakikatinin keşfine hizmet eden bir yol olabilir mi?

Varsın yolunda olmasın insan, çıksın o yollardan, insin bir nehir kıyısına , sadece dursun nehir kıyısında…nehrin aktığını gördükçe tanıklık etsin gerçek olan sürekliliğe ya da bir o kadar gerçek süreksizliğe…aka aka nehir gibi varacağı bir yol var mı, hayalinde baksın kendine..oturduğu yerde izlesin oturan silüetini..içinden çıkan imgesini takip etsin gözleri ile..oturduğu yerden gidip gelsin yolunda olmak için gidip geldiği yolları..uzaktan nehir kıyısından baksın yürüdüğü yollara, o yollarda yürüyen silüetine..

Kimi zaman yorgun, çaresiz; kimi zaman heyecanlı ve hevesli yollarda ilerleyen bedenini izlesin…

Bedenin bilgeliğinde bulsun yolunu, bazen yorgun, bazen enerjik..her bir hücresine sorsun..bütünleşsin yol olsun, ayrışsın su olsun…

Varsın yolunda olmasın, yolun kendi olsun, hangi yöne isterse oraya versin yönünü, nehir gibi akan bir su yolu olsun.. bazen taşsın çağlasın, bazen durulsun, bazen şelale olsun yükseklerden düşsün, bazen bir kayanın gölgesinde dinlensin, yeter ki bilsin durmak istediğinde durmayı, çağlamak istediğinde çağlamayı..sürekli olmayan bir süreksizlik içinde kalmayı..

Ya da yolunda olmasın, yol olmasın, tek bir nokta, iki kanat olsun, rüzgara tutunsun, yönünü kalbine sorsun, konduğu dalı, dinlendiği ağacı, hayatının kendi olsun..

Hayat olsun, hayatın ne içinde ne dışında..içinde akan yaşam olsun…yolu yaşamın yolu olsun..hiç yol olmasın ya da sonsuz yol olsun..bilsin ki hepsi aynı..onun yolu kendi olsun…sevdiği ne varsa o olsun, kayan yıldızı olsun kendi var oluşunun…ne istiyorsa o olsun..olduğu ne ise istediği o olsun..insanca öngörülemez olsun…illa bir yolun yolcusu olacak ise, o öngörülemezlik yolunun yolcusu olsun…

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir