Gestalt koçluğunda rezistansların, sınırların ve kalıpların keşfedilmesi, değerlendirilmesi ve bunların öğrenmenin, büyümenin ve yeni olasılıkları görüp bireyin potansiyelini gerçekleştirmesinin önünde engel teşkil etmesinin farkındalığı büyük değer taşır.
Ancak böylesi bir farkındalıktan sonra bireyin/danışanın bir seçim ve tercih fırsatı doğar.
Aynı zamanda tarifsiz ölçüde değerli bir dayanıklılık alanı yaratıp aksiyon ve olma halinin bir arada olduğu dönüşümsel alana geçiş imkân yaratır.
Rezistanslara (dirençler) değinmişken (ki bu alana Gestalt’ı daha detaylı anlatacağım ayrı bir yazıda değinme arzusundayım) ,konuyu Gestalt koçluğunda sıkça “meli malılar” olarak ifade edilen içe alma direnç kalıbına getirmek istiyorum:
İçe alma, İngilizce karşılığıyla “introjection”, bireye dikte ettirilmiş eski kodların yapılması gerekenler ya da yapılmaması gerekenler olarak vücut bulmuş hali.
Konu direnç olunca, başta kulağa pek işe yaramayan, hatta birey için faydalı olabilecek bazı aksiyonları sekteye uğratan bir davranış kalıbı olarak gelse de, ki bu bir yanıyla doğrudur, diğer yandan kişinin öz bütünlüğünü korumaya yönelik olarak fayda sağladığı alanlar da vardır. Örneğin kişinin, omzunda fiziksel bir sakatlığı söz konusu olduğunda, omzu zorlayacak fiziksel aktiviteden ‘bunu yapmamalıyım’ şeklinde kaçınması gibi. Böylesi bir durumda yapılmaması gereken davranışı dile getirip benimsemek faydalıdır.
Ben kendi aldığım Gestalt eğitimlerinde “meli malılar” olarak da ifade ettiğimiz içe alma ( introjection) davranış kalıbının hayati önem arz eden konularda yararlı taraflarını ve tutarlı davranışları besleyen yanıyla güvenli bütünlüğü desteklediğini deneyimlemekle birlikte, her an bireyin kendi potansiyelini, değişim ve yenilenme olasılıklarını, deneyimledikçe öğrenmeye çevirebileceği fırsatları görmesini engelleyecek kadar öne çıkması durumunda gelişimin ve dönüşümün önünü nasıl tıkadığını da bizzat yaşayarak öğrendim.
Burada kritik nokta, bu davranış kalıbının, çocukluktan gelen ve farklı otoriteler tarafından (ebeveynler, öğretmenler, rol model aldığımız mentorlar, daha ilerleyen yetişkinlik dönemindeki yöneticiler, müdürler vb.) bize yansıtılan çevremize uyum sağlama, toplum tarafından kabul görme, sosyal statü edinme, başarılı olma gibi neyi yapmamız ya da yapmamamız gerektiği konusunda aldığımız yönergelere bize yetişkin olma yolculuğumuzda yol gösterdikleri için teşekkür etmek, onları tekrar gözden geçirmek ve hala ihtiyaç ve isteklerimize ne kadar hizmet edip etmediklerini gözden geçirmek.
İşte bu noktada doğal bir seyreltme ve arınma döngüsü başlıyor. Ancak bu oranda dikkatimizi verebildiğimiz ölçüde, artık bizim istek ve ihtiyaçlarımıza hizmet etmeyen , sorgulamadan içe aldığımız yapılması ya da yapılmaması gerekenlerin farkına varmaya başlıyoruz.
Farkında olursak, ihtiyaç ve isteklerimizin gerisinde kalan, bizi beslemeyen , artık içinde bulunduğumuz koşullarda yardımcı olmayan ve olmakta olduğumuz hal ile ilgisiz kalanları , olduğu gibi içe almaktan ayıklama aşamasına geçebiliriz.
Kendi gelişimimizin ve, değişimimizin önünü açan , artık kendimiz için en iyisi olduğunu hissettiğimiz zemin, davranışsal kalıplarımız üzerinden değil; bilinçli, kendi kontrolümüz altında olduğu hissi veren, kendi irademizle seçtiğimiz, bize engel olmayan, tersine izin veren büyüme alanıdır.
Farkındalıkla kullanılan direnç bize ne kadar destek ise, farkında olmadığımız direnç , gitmek istediğimiz yön ve olmak istediğimiz biz ve yapmak istediğimiz eylemi tanımlayamama riski açısından o derece bizlere yük olur.
Gestalt Koçu’nun, davranış kalıplarının farkında olmaksızın dirence döndüğü alanlarda , danışanın yolunu aydınlatıcı bir işlevi vardır.
Farkına varılan bir direnç ise dönüşümün hizmetkârı olur.
Sizin iç tünelinizde aydınlatılmayı bekleyen davranış kalıplarınıza bakmak üzere ihtiyacınız olan ilk adım daha iyi seçimlere duyulan istek, güvenli bölgeden tanımadığınız bölgeye duyulan merak, dönüşerek kendini gerçekleştirmeye duyulan ihtiyacın birleşiminden oluşur.
İstemek almak için tek başına yeterli değildir, güçlü bir irade ile riski göze almak gerekir.
Bu risk alma yetisi, yeni öğrenimler sayesinde bilinçli seçimlere zemin hazırlar.
Bu yeni zeminde birey ışıldar…